SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU MEVAKİTİS-SALAT

<< 351 >>

DEVAM: 33. İKİNDİ NAMAZINDAN SONRA KAZA VE BENZERİ NAMAZ KILMAK

 

حدثنا موسى بن إسماعيل قال: حدثنا عبد الواحد قال: حدثنا الشيباني قال: حدثنا عبد الرحمن بن الأسود، عن أبيه، عن عائشة قالت : ركعتان، لم يكن رسول الله صلى الله عليه وسلم يدعهما سرا ولا علانية، ركعتان قبل الصبح، وركعتان بعد العصر.

 

[-592-] Âişe r.anha şöyle demiştir: "İki namaz vardır ki, Allah Resulü onları ne gizli ne de herkesin yanında kıldığı zaman terk ederdi. Bunlar, sabah namazının farzından önce kılınan iki rekat namaz ile ikindi namazının farzından sonra kılınan iki rekat namazdır."

 

 

حدثنا محمد بن عرعرة قال: حدثنا شعبة، عن أبي إسحق قال: رأيت الأسود ومسروقا، شهدا على عائشة قالت : ما كان النبي صلى الله عليه وسلم يأتيني في يوم بعد العصر إلا صلى ركعتين.

 

[-593-] Ebu İshak'tan şöyle nakledilmiştir: "Esved ile Mesruk Aişe r.anha'nın: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem her ne vakit ikindi namazından sonra bana gelse iki rekat namaz kılardı" dediğine şahit olmuşlardı.

 

 

AÇIKLAMA:     (Nebi s.a.v.'i vefat ettiren Allah'a yemin olsun ki, Al­lah Resulü ve ikindi namazından sonra kıldığı İki rekat namazı Hak Teâlâ'ya kavuşuncaya kadar terk etmedi.} Başka bir rivayette ise bu ifade "yanımda ikindi namazından sonra kıldığı iki secdeyi (rekatı) terk etmedi" şek­linde geçmektedir. Bir diğer rivayette ise "hem tek başına hem de cemaatin yanında bu namazı kılmayı terk etmemiştir" şeklinde geçmektedir.

 

(Nebi s.a.v. her ne vakit İkindi namazından sonra bana gelse iki rekat namaz kılardı)

İkindi namazından sonra, güneşin batış anında namaz kılmayı hedeflemeden, her ne şekilde olursa olsun nafile namaz kılmayı caiz görenler bu rivayetlere dayanmıştır. Bu konudaki farklı görüşlere daha önce temas etmiştik. İkindi namazından sonra namaz kılmayı mekruh kabul edenler ise, Nebi s.a.v.'in bu fiilinin, kerahet söz konusu olmadan geçirdiği revâtib sünnetleri kaza etmesi şeklinde yorumlamış­tır. Nebi s.a.v.'in ikindi namazından sonra düzenli olarak iki rekat namaz kılması ise, kendisine özgü bir durum olarak anlaşılmıştır. Hz. Aişe'nin kölesi Zekvân'dan nakledilen şu hadis buna delalet etmektedir: "Hz. Âişe Zekvân'a şöyle demiştir: "Allah Resulü ikindi namazından sonra namaz kılardı, ama başkalarının bu namazı kılmasını yasaklardı. Kendisi visal orucu tutardı, başkalarının ise bu orucu tutmasını yasaklardı." Bu hadisi Ebu Dâvûd nakletmiştir. Ebu Seleme de Hz. Âişe'den buna benzer-bir rivayet nakletmiştir. Söz konusu rivayetin sonunda şu ilave vardır: "Nebi s.a.v. bir namaz kıldığı zaman onu devam ettirirdi.  Bu hadisi de İmam Müslim nakletmiştir. Beyhakî bu konuda şöyle demiştir': "Bu namazları sürekli olarak kılmak sadece Nebi s.a.v.'e mahsus bir durumdur. Geçmiş namazların kaza ile bir ilgisi yoktur. Bu olay hakkında Zekvân'ın Ummü Seleme'den naklettiği şu hadis zayıftır ve bu yüzden delil olamaz  "Ummü Seleme Nebi s.a.v.'e  Ey Allah'ın elçisi! Bu iki rekatı geçirdiğimiz zaman kazasını edelim mi?' diye sormuş, o da, 'Hayır' diye cevap vermiştir." Bu hadisi Tahâvî tahriç etmiştir. Ayrıca bunu, delil olarak da kullanmıştır. Ne var ki, bu hadis çeşitli yönlerden eleştirilir.

 

Önemli Açıklama

 

Hz. Âişe, Nebi s.a.v.'in düzenli olarak ikindi nama­zından sonra iki rekat namaz kılmasından hareketle, onun güneş batıncaya kadar ikindi namazından sonra namaz kılmayı yasaklamasının herkes için değil de güneş batımı sırasında namaz kılmaya kalkışanlar için olduğu sonucuna ulaşmıştır. Bu yüzden yukarıda nakledilen sözleri sarfetmiştir. Kendisi de ikindi namazından sonra nafile namaz kılardı.

 

İmam Buhârî "Hac Bölümünde" Abdulaziz İbn Rabî' kanalıyla şu rivayeti nakletmiştir: "Îbnu'z-Zübeyr'in ikindi namazından sonra iki rekat namaz kıldığını gördüm. Hz. Aişe'nin kendisine Allah Resûlü'nün kendi evine geldiği zaman mutlaka iki rekat namaz kıldığını söylediğini anlatırdı." Öyle anlaşılıyor ki, İbnu'z-Zübeyr de, me­seleyi teyzesi Hz. Âişe gibi anlamıştır. Doğrusunu Allah bilir.

 

باب: التبكير بالصلاة في يوم غيم.

34. Bulutlu Günlerde Namazı Erken Kılmak

 

حدثنا معاذ بن فضالة قال: حدثنا هشام، عن يحيى، هو ابن أبي كثير، عن أبي قلابة: أن أبا المليح حدثه قال : كنا مع بريدة في يوم ذي غيم، فقال: بكروا بالصلاة، فإن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (من ترك صلاة العصر حبط عمله).

 

[-594-] Ebu Kılabe, Ebu'l-Melih'in kendisine şöyle naklettiğini rivayet etmiştir: "Bulutlu bir günde Büreyde ile birlikte idik. Bize 'Namazı erken kılın! Zira Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: Her kim ikindi namazını terk ederse ameli boşa gider' dedi."

 

 

AÇIKLAMA:     Erken kılmaktan maksat, namazı vaktin başlangıcında kılmak için acele etmektir. Asıl itibariyle (erken yapmak), günün ilk anlarında bir şey yap­maya denirdi. Daha sonraları bir şeyi, yapılması gereken vaktin başlarında yapmak için kullanılır olmuştur. Buradaki erken kılmanın, ikindi namazını öne alarak öğle namazı ile cem etmek manasına geldiği de ileri sürülmüştür. Bu görüş Hz. Ömer'den nakledilmiştir. Rivayete göre o, şöyle demiştir: "Gökyüzü bulutlu olunca, öğle namazını geciktirip ikindiyi de erken kılınız."